Zaman, sanatın belleğini taşırken, geçmişin izleri geleceğe yol gösterir. 1992 yılında bir girişimle temelleri atılan ders BELGELİĞİ, yazılı ve sözlü kaynakların-alıntıların taşıyıcılığında, konular arasındaki boşlukları doldurarak iki kapak arasında bir birleşime ulaşana dek süregelen bir yolculuğun eseri oldu. Bu bilgi hazinesi, yıllar içinde birçok öğrenciye rehberlik etti, onlara sanatın derinliklerinde yön verdi.
Bu mirasın izinden giden Zeliha Kılıçoğlu, sanat yolculuğuna İstanbul’da başladı. 2014 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-İş Öğretmenliği Heykel Anasanat Dalı’nda eğitimine adım attığında, yalnızca şekil vermeyi değil, sanatın felsefesini de öğrenmeye koyulmuştu. Henüz birinci sınıfta, ders BELGELİĞİ ile tanışarak bu büyük bilgi mirasının bir parçası oldu. Önce felsefe BELGELİĞİ ile başladı, ardından ders notlarını çoğaltma sürecine katkıda bulundu. Ayrıca belgelik ağaçlarının düzenlenmesi için aktif çalıştı. 2018 yılında mezun olduktan sonra sanat eğitiminin yalnızca bireysel bir yolculuk olmadığını, paylaşarak çoğaldığını daha iyi anladı.
Sanata ve eğitime olan bağlılığı onu 2019 yılında eğitimci olmaya yönlendirdi ve öğretmen olmak için sınava girdi. 2020 itibarıyla Bitlis’te öğretmen olarak göreve başladı. Burada, sanatı sadece atölyelerde değil, öğrencilerinin hayatlarına dokunarak yaşatmaya kararlıydı. Bitlis Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesi’ndeki öğrencilerine, kendisinin de yıllar önce içinde yer aldığı “95/96 NOTLARI”nı ulaştırarak, bu bilgeliği yeni kuşaklara aktarmak istedi. Böylece, “95/96 NOTLARI” ilk kez kurulduğu çerçeveden çıkarak Bitlis’te genç sanatçı adaylarına rehberlik etmeye başladı.
Sanatın dört duvar arasında kalamayacağını, aksine filizlenerek yeni zihinlerde çoğalacağını bilen Zeliha, öğrencilerini geçmişin bilgisinden besleyerek geleceğe hazırlıyor. Her satır, onların sanat yolculuğunda bir işaret taşı olacak, onları hem geçmişin bilgeliğiyle hem de geleceğin umutlarıyla buluşturacak.
Bu buluşma, yalnızca bir aktarım değil, aynı zamanda sanatın zamansız ve mekansız doğasının bir kanıtıydı. Bilginin sınırları aşarak yeni nesillere ulaştığı bu anlamlı süreç, sanatın yaşayan bir organizma gibi her yerde filizlenebileceğini bir kez daha gösterdi. Bitlis’in sanat yolculuğu artık geçmişle gelecek arasında kurulan bu köprüde ilerlemeye devam edecek.
Yazar
Son Yazıları
İlk yorum yapan siz olun