Tayfun Tınmaz, 2008’de Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği’nden mezun oldu. Ders BELGELİĞİ Atölyesi’nin duvarlarındaki çalışmalarıyla hatırlanan, örneklemelerde ismi geçen dB, mezunu bir sanatçıdır. Okuldan sonra modellik deneyimi olmuş ve farklı bakış açılarıyla ufkunu zenginleştirmiştir. Ortaya koyduğu bu süreç,onu tasarım, işçilik ve sanatın buluştuğu noktaya ulaştırmış ve bunun sonucunda ”Paper-pan” adıyla kağıt katlama işlerini ortaya çıkarmıştır.
Tayfun, Paper Art sanatını, dünyada kullanılan biçimlerinden farklı olarak, sanat elemanlarıyla birlikte kullanmış ve üçgenlerden oluşan parçalardan, formlar elde etmiş. Kübist formlarla, yüzeyden yükselerek farklı açılardan ışığı alıp, ton değerlerini izleyicinin önüne sermiştir. Tayfun, kare bir kadrajda,beyaz zemin üzerinde bıraktığı boşlukları, en az figürleri kadar önemsiyor, bunu, çerçevelerine kadar tasarlayıp bitirdiği işlerinden görebiliyoruz.
Tayfun’a merak ettiklerimizi sorduk.
Okuldan sonra, modellik yapmanın hayatına ne gibi katkıları oldu?
”Okul sonrası beslenip, hayatı öğrenebileceğim bir yol seçtim. Bunu, mantıksal bir şekilde değil, duyumlarımla yaptım. Yaptığım iş, algımı genişletebileceğim bir alan yarattı. Yeni bakış açılarıyla, farklı insanlar tanımayı sağlarken, hayatımı idame ettirmeme de yardımcı oldu.”
Modaya yönelmek, sanat hayatına nasıl bir katkı sağladı?
Kılık kıyafet için düşünülen fikirleri ve bu doğrultuda üretilenleri inceledim. Fotoğraflara daha çok baktım, fotoğrafçıların nasıl düşündüğünü anladım. Resimde olduğu gibi hareketi, rengi ve ritmi de hayatın içinde görmeyi öğrendim.
Tayfun, hızlı hayatın insanların kendileriyle olan, bağlarını kopardığını şu sözleriyle anlatıyor:
İnsanlar, sürekli reaksiyon halinde ve kendilerine zaman ayırmıyorlar.Sabah uyandıkları andan itibaren, tüm gün devam eden bir etki-tepki süreci içindeler. Kendi benlikleriyle baş başa kalma, kendilerini dinleme ve keşfetmeye zaman ayırmıyorlar. Dolayısıyla iç huzuru ve mutluluğu yakalayamıyorlar. Şuursuzca bir ilerleme var. Kendi kararlarını kendileri verdiklerini düşünüyorlar; aslında vermiyorlar.
Çalışmalarına, dekoratif diyenler var mı? Bu konuda ne düşünüyorsun?
Bu söylenebilir ama ben dekoratif olarak görmüyorum ve bir yere yakışması için üretmeyi düşünmedim. Dekoratif açıdan da zengin ama içindeki diğer sanat ögeleriyle art-deco içine giriyor olabilir. İşlerimi evinin duvarlarını süslemek isteyen de alıyor, bir sanat koleksiyonunun parçası olarak alanda oluyor.
İşlerinizde, nasıl bir etki yakalamaya çalışıyorsun?
İzleyiciyi, egzotik hayatın formlarını yeniden yorumladığım haliyle, karşı karşıya getirmek istiyorum.
Tayfun’un işlerindeki modern görünümün ardında, grafik sanatı ve el sanatlarının etkileyici uyumu yatmakta. Geometrik formları ve ışık kırılmalarının etkisiyle, bizi içine alıp uzun uzun bakmamızı sağlıyor.
Modellikten sonra sizi üretmeye iten ne oldu?
Üretkensizlikten doğan sıkıntılı bir ruh hali içerisindeydim. Bir şeyler üretmenin zamanı gelmişti. Uzun bir süredir zihnimde olgunlaştırdığım, kağıt birimler yardımıyla grafik sanatı ve el sanatlarını sentezleyerek üretmek istediklerim vardı. Bunun için birtakım malzemeler biriktirmeme rağmen, bir başlangıç yapamamıştım.
Paperpan hikayeniz nasıl başladı?
Paper-Pan, ilk olarak toucan kuşuyla başlayıp, tropikal bir kuş serisine dönüştü. Egzotik görüntüler beni etkiledi. Kuşların, hareketlerini ve renklerini, doğadaki sınırsız geometriyle bir arada düşündüğüm de, çalışmalarımı üretmeye başladım. Bu kağıt işlerimi kesip, katlayıp, yapıştırıp, birleştirmek bana bir yapboz gibi geliyor.
Okulda yaptıkların ile şu anki işlerin arasında bir bağ var mı?
Desen yapmaktan çok keyif aldım, yan dal olarak grafik seçmiştim. El işçiliğinin olduğu, dokunup hissettiğim malzemeyle iş yapmak her zaman tercihimdi. Aslında, şu anki çalışmalarımı oluşturan kağıt ve üçgen birimlerin temelinde, okulda benzer birimlerle ürettiğim, rölyef çalışmalarımın sıkı bir ilişkisi var.
Kendini olgunlaşmış hissediyor musun?
İşlerimde, farklı bir yöne doğru gidebilirim ama büyük değişiklikler yapmayı düşünmüyorum. Mesela, beyaz alanları değiştirmek istemiyorum ama daha minimal değişiklikler yapmak istiyorum. Şimdilik sadece konular veya ebatlar değişebilir.
Örneğin,, Rotko’nun, son dönem işlerinde, önceki dönemlerden farklı olarak rengi yok etmesi, o dönem de yaşadığı duyguların yansıması olarak anlatılıyor.
Peki ya senin, kullandığın renklerle nasıl bir ilişkin var?
İlk başlarda, çalıştığım kuşların renginde sabit kaldım. Canlı renkler kullanmayı seviyorum. Daha sade görünmesini istediğim, renksiz çalışmalarım da oldu. Renkleri azaltmayı ve farklılaştırmayı denedim. Renkleri sadeleştirmeye doğru gidebilirim.
Tayfun, kendine has biçimi ile diğer paper sanatçıları arasından sıyrılmış.
İnsanların çalışmalarına tepkileri nasıl oldu?
Sosyal medya aracılığıyla, güzel mesajlar alıyorum. Yurt dışına özellikle de Amerika’ya satışlarımız oluyor. Türkiye’ye gelen müşterilerimle tanıştık. Çalışmalarımı astıkları yerleri, benimle paylaşıyorlar. Çalışmalarımın, bu şekilde dağılmasından gurur duyuyorum.
Tayfun, bu karmaşık dünyadan, kendi dünyasına, kağıt kapılardan geçmiş, kendisiyle baş başa kaldığında ise, egzotik renklerle ve kuşlarla konuşmaya başlamış. Keyifle oluşturduğu, üçgen parçaları izlerken kendini dinlemiş ve asıl yapmak istediğinin ne olduğunu bulmuş.
Tayfun sanatı ve var olanı bir araya getirip eğlenceli ve estetik görüntüler yaratıyor. Kendisine, başarılar dileriz.
METİN
Aysun Polat
Abdulkadir İnan
DÜZENLEME
Şennur Kibir
İlk yorum yapan siz olun