Antik Dönem sanatında özellikle Roma Dönemi’nde sevilerek kullanılmış olan acanthus (ayı pençesi) “acanthacea” familyasından bir bitki türüdür.[1] Çoğu zaman birbirine benzeyen yaprakları nedeniyle kenger otu yaprağı ile karıştırılmıştır.[2]
Acanthus yaprağının görünümü, farklı tipler göstermesi ve dönemin getirmiş olduğu stilistik değişimlere göre birbirinden ayrılmaktadır. Çünkü acanthus yaprağı motifinin tam olarak belli bir modeli yoktur. Her zaman sanatsal bir biçim özelliği gösteren bu motif, tipolojik olarak da farklı tasvirlerden oluşmaktadır. Bu yüzden de birbirinden farklı biçimlerde görünmesi mümkündür.[3] Acanthus yaprak motifinin gelişimini en iyi korinth ve kompozit sütun başlıklarında izlememiz mümkündür.
Bu başlık türünün ortaya çıkışının öyküsünü Vitruvius şöyle anlatır:
“Korint’in özgür bir kızı evlilik çağında bir hastalığa yakalanarak ölür. Sütannesi, kızın ölümünden sonra, yaşamında ona zevk veren bazı ufak eşyaları toplayarak bir sepete koyar ve mezara taşır; mezarın üzerine koyduğu sepetin içindeki eşyaların daha uzun ömürlü olması için üstüne bir çatı kiremidi yerleştirir. Sepet, raslantı sonucunda bir acanthus kökü üzerinde bulunmaktadır. Bastırılan acanthus kökü, bahar gelince ortadan filizlenerek yaprak verir, sepetin kenarlarında gelişen filizler kiremidin ağırlığı altında kıvrılarak uçlarda volütleri oluşturur.
O sıralarda Atinalıların sanatsal yapıtlarındaki incelik ve zerafet nedeniyle κατατηξίτεοϛ adını verdikleri Callimachus, mezarın yanından geçerken, kenarlarından körpe yaprakların fışkırdığı sepeti görür. Bu yeni biçemden hoşlanarak Korinthlilere o örnekten esinlenerek nazı sütunlar inşa eder; bakışım oranlarınıda belirleyerek, o zamandan sonra Korent üslubundaki yapıtlarda uygulanacak kuralları ortaya koyar.”[4]
Mimari süsleme tarihinde bu motif uzun süre kullanılmıştır. Acanthus yaprakları İlk olarak Roma’da, Augustus ve Flaviuslar Dönemi yapılarında görülmektedir.[5] Anadolu’da ise Ephesus Celcus Kütüphanesi’nde görülmüştür.[6]
Kaynak
[1] Y. Demiriz, (1984), “Acanthus; Türkiye’nin Arkeoloji ve Sanat Tarihi Terminolojisine Yanlış Adla Girmiş Bir Bitki Motifi”, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Dergisi 3, s.19.
[2] Y. Demiriz, (1984):20.
[3] J. Rohmann, (1995):109.
[4] Vitruvius, (1998),”Mimarlık Üzerine On Kitap”, Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı, s.76.
[5] H.Thür, (1985), “Ephesische Bauhütten in der Zeit der Flavier und der Adoptivkaiser”, Lebendige Altertumswissenschaft, Festgabe zur Vollendung des 70. Lebensjahres von Hermann Vetters, Wien, s.183; Z.Koçel Erdem, (1996):174.
[6] V.M. Strocka, (1988):305, Taf. 39,5; Z. Koçel Erdem, (1996): s.174.
Metin ve Görsel
Esra Şimşek
Yazar
Son Yazıları
- Sanat20 Haziran 2023Kovan Project Gezici Sergileri
- Haber19 Ocak 2022YENİ BİR DÜNYA DOĞUYOR!
- Haber19 Ocak 2022KÖPRÜ-MOCT
- Haber8 Aralık 2021“Pandemide Öğretmen” Konulu Resim Yarışması’da Mezunumuz İdris Cihan’ın Başarısı
İlk yorum yapan siz olun