Pizza Ustalığından Tiyatro Oyunculuğuna

Adı Ömer… Hikayesi Van’dan İstanbul’a okumaya gelmesiyle başlıyor. Ömer, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği bölümünde okuyor. İmkanlardan dolayı okula başladıktan sonra iş arama süreci başlamış. İlk olarak Kadıköy’de bir kafede garson olarak işe girmiş. Ömer’in ilk zamanlar kalacak yeri olmadığı için kuzeninde kalıyormuş. Sonrasında arkadaşıyla bir ev bulup taşınmışlar. Çalıştığının çoğu ev ve okul masraflarına gidiyormuş. Bir süre sonra başvurduğu devlet yurdundan olumlu dönüş almış ve yurda geçiş yapmış. İş değişikliği peşinden gelmiş yine… Kadıköy’de bir pizza dükkanında işe başlamış. Pizzacıda önce kasiyer olarak görev yapmış daha sonra usta eksikliğinden dolayı kendisine gelen teklifi geri çevirmeyerek pizza ustalığına adım atmış. Bir haftalık süreçten sonra part time olarak pizza ustalığına başlamış. Elinin becerikli olmasından dolayı işi o kadar ilerletmiş ki Ömer, hamur açarken gelen müşteriler fotoğrafını çekiyorlarmış.

Ömer, diyor ki: “Çalıştığım yerin resimle hiç bir alakasının olmadığını söylediklerinde bu cümleler bazen beni kırabiliyordu. Hamur yapımı güç ve denge gerektiren dikkat isteyen bir iştir. Resimde de aynı şekilde bana göre eğer dilini öğrenebilirsen kullabilirsin. Bunun gerçekleşmesini sağlayan dikkat ve azimdir. Işık ve gölge çok güçlü unsurlardır. Bunları kullanmak uğraş ve dikkat ister. Hamur açmak da dikkat ister. Yoksa hamur dağılır ve bütünlük olmaz.. Tıpkı resim gibi. Ben ışık – gölgeye de hamura gösterdiğim özeni gösterdim. Örneğin; resimdeki yumurta çalışmalarında aşçılar onları gıda olarak görüyor iken bizler ne olarak görüyoruz? Bunun üzerine bir çok eskiz çalışmalarım oldu. Yalnız denemelerimde bir kayboluş vardı. Bir kaç denemeden sonra cam kavanozun resmin içinde kaybolması ışığın yardımı ile belirli yerlerin parlaması yumurtalardaki kayboluşlar ile bağlantı kurmuştum. Bir yumurta vazonun içinde yokluk saklamaya çalışır gibi kendini belli etmişti. Bu yaptığım kadraja mesleğimin ne kadar faydası oldu bilmiyorum.” Ömer’in yumurta çalışmaları öğrenim gördüğü Resim Öğretmenliği bölümünün atölyelerinden R8 atölyesinde bulunuyor. Merak eden arkadaşlar inceleyebilir. Sizler baktığınızda bakalım ne olarak göreceksiniz? Bir aşçı gibi mi, bir doktor gibi mi yoksa bir sanatçı gibi mi..? Pizza dükkanındaki usta eksikliğinin giderilmesinden sonra bir tanıdığının vasıtasıyla yazın çalışmak için yine Kadıköy’de bir kafeye geçiş yapmış. Burada mutfak alanında çalışarak bir otelde aşçı olabilecek kadar tecrübe kazanmış. Aynı zamanda sanatıyla tabak servisini birleştirmiş ve bu sunumlar müşterilerinin hoşuna gitmiş.

Ömer diğer bir yandan birinci sınıftan beri senaryolar yazmış. Sonrasında oyunculuk dikkatini çekmiş. Yurttaki arkadaşı vasıtasıyla ikinci sınıfta doğaçlama tiyatro ile tanışmış. Tiyatroya başlamış başlamasına ancak hevesinin ve heyecanının verdiği o güzel duygular zamanla içinde tereddüte dönüşmüş. Gördüğü sorumluluklar bazı zamanlar onu kitlemiş. “Bizler sanatın bir parçası ile uğraşıyoruz. Belki de bu yüzden büyük resmi göremiyoruz ya da sadece görüyoruz. Ben sadece sanatımın bir parçasına ulaştığımı düşünüyorum. Çünkü; büyük uğraşlar zaman gerektiren bir olay…” diyor Ömer. Doğaçlama tiyatro yaptığı için oyun başladığında herkesin fikrini kısa sürede belirtmesi gerekiyormuş. Bunu da resimdeki eskiz sürecine benzetiyor. Peki ya nasıl, bir bağlantısı var mı resim ile? “Rahatça farklı denemeler yapabiliyorduk. Resimde eskizden sonra yeni bir şey eklenmez veya çıkarılamazdı. Biz eskizi olduğu gibi aktarıyoruz. Doğaçlama tiyatroda öyle bir şey yoktu. Yaptığımız deneme oyunlarından farklı oyunlar sahnede oynuyorduk. Kişiler değişiyor, konu farklılaşıyor, yeniden düşünüyorsun ve düşündüğünü aynı anda canlandırıyorsun.” Ömer bir dönemden sonra tiyatroda profesyonel grubuna geçmiş. Üçüncü sınıftayken resim çalışmalarına oyunlarının bir etkisi olmamış. “Daha bu alanda yeni olduğumdan uğraşmam gereken çok şey var. Şu anlık tiyatroda amacım insanları mutlu edebilmek ve güzel çalışmalara vesile olmak. Resime on yılımı verdim. Bu da alanımda çok fazla tecrübeye neden oldu. Sizler yazıyı okurken bir şeylere vesile olmuşsam mutluyum bunu bilin.” diye ekliyor. Sonuçta doğaçlama tiyatro kendisine özgüven sağlamış ve geliştirmiş. İleride öğretmenlik yaparken ekibini genişletip, tiyatroya da devam etmeyi düşünüyor. Şuanda hem Kpss hem Ales ‘e hazırlanıyor ve akademisyen olmayı hedefliyor. Son olarak Ömer:

“Hayatınızda gördüğünüz farklı işlerle ilgilenin size getirisi olacaktır” diyor. Peki ya siz hayatınızda farklı gördüğünüz kaç iş ile ilgilendiniz?